DÜNYANIN VE İNSANIN SONU – 1X2 İNCELEMESİ

Merhabalar Whovianlar! Sitedeki ikinci inceleme yazımı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum!

İlk bölümde yalnızlığından kurtulup, maceralarını paylaşacağı yol arkadaşını bulan Doktorumuz onu daha önce hiç görmediği bir yere götürür. “Dünya’nın sonu”

Rose için bu durum çok tuhaf ve değişik. Çünkü ilk kez uzay ve zamanda yolculuk yapıyor. Ve nedense sanki yüzyıllardır uzaya gelmiş gibi şaşırmıyor. Normal davranıyor, derken Doktorumuz  telefonu için özel bir sürpriz yapıyor. Uzay ve dış mekana şaşırmayan Rose ablamız, telefonunun uzayda çekmesine şaşırıyor. 😀 Doktorun yaptığı bu şey sayesinde telefonuyla her zaman, her mekanda görüşebiliyor. Şaşırdık mı? Tabii ki de şaşırmadık. Doktor bu. Her zaman sürprizler ile doludur diyoruz ve o da ne?!

Psişik kağıt ile geldikleri mekana oranın davetlisiymiş gibi ellerini kollarını sallaya sallaya içeri giriyorlar. Psişik kağıt kimin elindeyse ve kağıt için ne düşünüyorsa, o düşündüğü şey direkt karşıdaki kişinin bilincine kağıttan yansıyor. Ve bu sayede Doktorumuz bunun sayesinde Rose ile içeri giriyorlar.
Yazının başında da dediğim gibi; Dünya’nın sonuna geliyorlar ve günümüzün neredeyse 5 milyar yıl sonrasına…

Geldikleri mekan, o zamanın zenginlerinin dünyanın ve diğer benzer durumda olan gezegenlerin patlamasını yakından keyifle izledikleri bir mekan. Orada bulunan tüm türler birbirine kendi dünyalarının hediyelerinden ikram ediyorlar. Bu mekan buluşmalarının geleneği olduğunu düşünüyorum.
Doktor ile Rose orada takılırken içeriye “Son insan” olan “Cassandra“yı anons ile içeri getiriyorlar. Sırf hayatta kalabilmek için o kadar ameliyat niye? Neden yani? Mis gibi insan vücudun varken kendini neden hareketsiz bir deri parçasına dönüştüresin ki? Rahatça istediğini yapıp yaşamak varken sırf yaşamak uğruna…

OLAY MI VAR?

Bütün bu durumlar yaşanırken her şeyin normal olması tuhaf değil mi? Normalde Doktor nereye gelse orada hep problem olur. Problem onun diğer adı desem yalan olmaz. Derken bir anda mekanın bilgisayar sistemlerini küçük minnak “Doktor ahtapot” kılıklı robotlar ele geçirir. Bunlar 1 -2 tane de değiller. Bir sürüler. İşin en ilginç yanı bu robotlar gezinirken baya metal sesi çıkarıyor. Orada olanlar hiç mi fark edemediler o sesleri?
Ve bu küçük robotlarımız mekanın “güneş koruma panelini” devre dışı bırakır. Güneş koruma panelinin olmaması demek mekanın içindeki herkesin “uf” olması demek.

Bunu fark eden doktorumuz hemen işe koyulur. Güneş panelini yeniden açması için engellerden geçmesi gerekir. Ve aynı zamanda Güneş panelini hemen kapatması gerekir çünkü kapatamazsa daha yeni, taze Rose’umuz da “Uf” olacak.

Doktor; “nasıl geçeceğim” diye düşünürken oradan “Cheem ormanlarında” yaşayan Jabe ablamız gelir. Bu ağaç ablamız Doktor bilmese de Doktor’un nereden geldiğini ve ne olduğunu bilen bir ablamız. Ona Gallifrey’li Zaman Lordu olduğunu söyler. Buraya kadar her şey normal. Benim anlamadığım Doktor buraya güneş panelini kapatmaya geliyor. Fazla zamanı yok. Yoksa içerideki herkes kül olacak. Ama bu ikisi fazla zamanları olmamasına rağmen Doktor’un geçmişi hakkında konuşma yapıyorlar.

Her neyse. Jabe burada mükemmel bir fedakârlık yapıp Doktor’un güneş panelini kapatmasını sağlıyor. Ve orada Hakk’ın rahmetine kavuşuyor. Ve Doktorumuz oradaki herkes için kendini feda eden Jabe‘i görünce epey üzülüyor. Ne de olsa kendisi savaş bitsin diye hem kendi ırkını, hem de Dalekleri yok etti. Kolay değil tabii.

KURTULDUK MU?

Güneş panelini kapatıp iç dünyasının etkisinden kurtulan Doktorumuz Rose’u da alıp herkesin bulunduğu mekanın merkezine gelirler. Ve bu işi kimin yaptığını çözerler. Sizce kim yaptı? Dersiniz.

Yukarıda o kadar alay ettiğim, “Son insan Cassandra”dan başkası değil tabii ki. Bütün bu yaptıkları marifetmiş gibi mekanın kendisini imha geri sayımını başlatıp oradan ışınlanır.
Tam da burada “Eyvah mekan havaya uçacak ve oradaki herkes ölecek. Doktor ve Rose’da dahil.” Diye düşünürken her şeye hazırlığı olan doktorumuz o klasik gülüşünü atarak sonik tornavidasını kullanır. Ve bir görelim ki mekanı havaya uçurma geri sayımını açıp oradan kaçan “Cassandra” tekrardan buraya ışınlanmıştır. Bu duruma şaşıran “Son cahil insanımız” cahil olduğu için bir kaç defa daha oradan ışınlanır. Ama doktorumuz, ne kadar ışınlanırsa ışınlansın onu hep buraya geri ışınlar. Bu durumdan epey sıkılan Cassandra teslim olur ve Doktorumuz bir kez daha “Her zamanki” gibi günü kurtarır.

Bu bölüm ilk bölüm kadar fazla aksiyonlu olmasa da gayet güzel bir bölümdü diyebilirim. Çünkü 1. Bölümde bir sürü mekan ve açık alan vardı. Bu bölüm ise tek bir mekanda geçiyor. Buradaki kalan o sıkıntıyı kostümler ile tamamlamış BBC. Bir eksikliği başka bir durum ile kapatmaları çok güzel bir hamle. Keşke bu durumu 11. Sezonda da yapabilseler…

Yazımı sonuna kadar okuyup, sıkılmadığınız için teşekkür ederim. Bir sonraki inceleme yazımda görüşmek dileğiyle. İyi forumlar dilerim.

Berkay Bozkurt

19 yaşında üniversite sınavına hazırlanan. Hayali tıp okumak olan birisiyim. Oyun oynamayı ve Doctor Who izlemeyi çok severim. Fakat ne yazık ki ilk söylediğim şeyi hayalim yüzünden yapamıyorum :D Doctor Who için elinden geldiğince içerik yazmaya çalışan birisiyim ;)

You may also like...

2 Responses

  1. Akın dedi ki:

    Hata var burada “milyon” değil “milyar”.
    Sanırım altyazılı izlediğiniz sitede yanlış çevirmişler.
    Ayrıca Rose’un şaşırmadığını düşünmüyorum.
    Zaten ilk bölümde Doktor’un kafasına maruz kalmıştı. Yinede o şaşkınlık ifadesini yüzü ile alıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir