Evrenin En Büyük Sorunu: Kibirli Bir Zekâ ve Kibar Bir Psikopat
Doctor’un parlak zekâsının ardında duran karanlığı, yalnızlığı ve kendimizden sakladığımız yanları anlatan bir yazı: aslında Doctor’dan çok bize dokunan bir portre.
Doctor’un parlak zekâsının ardında duran karanlığı, yalnızlığı ve kendimizden sakladığımız yanları anlatan bir yazı: aslında Doctor’dan çok bize dokunan bir portre.
Doğuş ve İlk Çığlık (1963–1967) 1963 yılının Aralık ayında BBC’nin siyah-beyaz ekranında beliren siluet, ne sinema salonlarının gösterişli canavarlarından birine benziyordu, ne de dönemin televizyondaki zararsız yaratık figürlerine. Metal bir kabuk, tek bir soğuk...
by Berkay Bağcı · Published 10 Ağustos 2025 · Last modified 15 Ağustos 2025
Bazı kelimeler vardır, icat edilmez — çağrılırlar. “Femininomenon” da onlardan biri. Kadınlığın, salt cinsiyetten ya da toplumsal rolden öte bir şey olduğunu sezdiğimizde; bir hissin, bir sesin, bir bakışın, bir varoluş biçiminin içimize kazındığında…...
by Berkay Bağcı · Published 3 Ağustos 2025 · Last modified 15 Ağustos 2025
TARDIS’in kapısı eskiden bir tahta gıcırtısıyla açılırdı. Şimdi ise dijital bir efektle titreşiyor. Bu fark küçük gibi görünür ama aslında dizinin ruhundaki büyük bir dönüşümün izdüşümüdür. Doctor Who, bir zamanlar ucuz setlerle, plastik uzaylılarla,...
İlk kez 1966’da televizyon ekranına çıktıklarında, ağızlarında plastik maskeler, vücutlarında hortumlar, seslerinde donuk bir yankı vardı. Görünüşte birer bilimkurgu yaratığıydılar; ancak izleyiciler çok geçmeden bu sessiz figürlerin yalnızca “çılgın bir icat” olmadığını, kendilerine dair...
Steven Moffat hakkında konuşurken genellikle iki uçta sıkışırız. Kimileri onu çağının en zeki televizyon yazarlarından biri olarak över; kimileri ise anlatı oyunlarına saplanıp kalan, duygudan uzak bir formalist olarak küçümser. Oysa çoğu tartışma, onun...