12. SEZON FRAGMANI İNCELEMESİ
Sonunda aylardır beklediğimiz gün geldi ve yeni yılın ilk günü başlayacak olan 12. sezondan ilk fragman arz-ı endam etti! Çok bekledik ama değdi diyebilir miyiz? Kendi adıma konuşayım, evet, değdi.
Şahsen dizi tarihinin en kötü fragmanı olarak 11. sezon fragmanını görüyorum. İlk izlediğimde ilgi çekici gelmişti ama diğer fragmanlarla kıyaslandığında gerçekten çok kötüydü. Neyse ki, 12. sezon fragmanı beklentimi karşıladı.
Fragmanın başında, 13 ve arkadaşlarını son derece şık giyinmiş bir şekilde, bir malikaneye girerken görüyoruz. 13’ün takım elbisesi akıllara 10 ve 11’i getirmesi bakımından baya sevilmiş anladığım kadarıyla. Ben de çok yakıştırdım, mükemmel olmuş. Ayrıca Yaz’ın stili bu sezon daha özenilmiş olacak gibi duruyor.
Görseldeki cekerini gerçekten çok beğendik.
Bu sahnelerin ilk bölüme ait olabileceğini düşünüyorum. Çünkü;
Chibnall, yeni sezonun ilk bölümünün çok ses getirecek bir bölüm olduğunu paylaşmıştı geçen günlerde. Açıkçası Doktor ve ekibinin James Bond–vari biçimde, bir malikaneye girerek ajanlık yapması fikri, Chibnall dönemi için bence heyecan verici tanımını karşılayacak gibi duruyor.
Ayrıca, Stephen Fry‘ın da Doktor’a bu işi veren kişi olduğunu görüyoruz.
Bu durum da bana Stephen Fry’ın karakterinin UNIT ile alakası olduğunu düşündürüyor.
Tabii, başka bir üst yetkili de olabilir kendisi.
Aman Tanrım! Stephen Fry!
“Did you miss me?” -Racnoss
Bol bol yeni yaratık göreceğimizin belli olduğu bu sezonda, bir yaratık var ki beni eskilere götürdü ister istemez. Racnoss desem kaçınız hatırlar?
Donna‘nın ilk defa göründüğü The Runaway Bride‘da görmüştük, uzaydan gelen örümcekimsi yaratıkların kraliçesi… Kendisi yanlış hatırlamıyorsam bölüm sonunda sular altında kalarak can veriyordu. Acaba 12. sezon fragmanındaki yaratık Racnoss’lardan biri olabilir mi? Yaratığın adı Skithra olarak geçiyor. Skithra‘nın ırkın ismi olup olmadığı belirsiz.
O yüzden Racnoss‘la bir bağlantısı olduğunu düşünmeye devam edeceğim.
Kim Bu Kadın?
Eğer, burada gördüğümüz kadın yazar Mary Shelley çıkarsa, 1800‘lü yılların İngiltere’sinde bir Siber hikayesi izleyeceğiz.
Bazı söylentilere göre –ki sitemizde bunun haberi de mevcut– Siberler, Mary Shelley‘nin Frankestein romanını yazmaya ilham olacaklar.
Bu bölümü beğeneceğimi sanıyorum.
Ayrıca, bu bölümde Doktor‘u Viktoryen tarzı kıyafetlerle görebilme ihtimalimiz var.
Derken, Yaz’ı Görüyoruz;
(Yaz’ın arkasındaki yaratığın korkunçluğuna değinmiyorum bile!)
Judoon Olması Ya Da Olmaması, İşte Tüm Mesele Bu!
Siberler‘in dışında eski bir dostumuzu daha görüyoruz: Judoon! Fro Jo Po diyerek yürüyor Judoon ama tabii, ne anlama geldiğini henüz anlayamıyoruz. Dileyelim ki, Doktor‘un peşinde değil de yanında olsunlar.
Görünüşe göre, bir de Fransa‘ya gideceğiz bu sezon. Ama hiç gitmek istemeyeceğimiz bir yıla uğrayacağız… Doktor kimlerle savaşacak bilmiyoruz ama
İkinci Dünya Savaşı‘nın ortasında pek de kolay olmayacak gibi görünüyor.
Hangi Takım Elbise Yakışmaz ki Kız Sana!
Doktor‘un Fransa‘da da takım elbiseli olması yüzünden, –yukarıda dediğim gibi– takım elbiseli halini ilk bölümde göreceğimizi düşünürsek eğer, isteği dışında, zamanda geri gidecek gibime geliyor.
Bu da mantıklı bana göre, çünkü yeni sezonun ilk hikayesi iki parçalı olacak.
İlk bölümün sonunda zorla 1943 Fransa‘sına yollanabilir,
ikinci bölüde de kurtulmasını izleyebiliriz belki.
Chibnall, Bak Sakın…!
Bir diğer sahnede Doktor‘u TARDIS‘te oldukça düşünceli, hatta -söylemek istemiyorum ama- ‘birini kaybetmenin şokunu yaşar halde’ görüyoruz.
Ama bu dediğim olmayabilir de, çünkü Doktor‘un “Benim için bir şey geliyor.” sözünü duyuyoruz.
Kim geliyor sizce?
Geçen sezonda sadece sözü geçen Timeless Child‘a bağlanabilir mi bu konu? Bu sahne onunla ilgili olmasa bile, umarım Timeless Child konusu havada kalmaz.
Biraz Görsellik, Biraz Duygusallık
Ayrıca TARDIS‘in renk değişimi o kadar çok hoşuma gitti ki! Turuncu rengi baymaya başlamıştı. TARDIS‘te TARDIS mavisi görmek istiyorum artık!
Doktor‘un “Bir şey benim için geliyor.” sözü üstüne Ryan, Yaz ve Graham‘dan sırayla, “Bırak gelsinler. Biz senin dostunuz, aileniz.” cümleleri geliyor.
Aile kavramını bu kadar üstüne basa basa kullanmaları ama aileymiş gibi hissettirmemeleri beni geçen sezon irrite etse de, bu sezon birbirine daha da kenetlenmiş bir ekip göreceğimizi sanıyorum.
Yukarıda bol bol yepyeni yaratıklar göreceğiz demiştim, işte birkaçı…
Yepyenilerden Seçmeler
Bu yaratıklar geçen sezonda gördüklerimizin yanında daha ilgi çekici duruyor, sevindirici. Ama benim için en tedirgin edici olanı elbette TARDIS’in duvarlarından geçebildiğini gördüğümüz yaratık oldu.
Kullanılan renk de tedirgin etti, sanki bir gerilim filmi fragmanı izliyormuşum hissine kapıldım.
Umarım bölümün de bir gerilim filminden farkı olmaz. Dizide gerçekten korkutucu bir bölüm izlemenin zamanı gelmedi mi sizce de?
Görüntü bakımından korkacağız gibi görünse de, olay tabii ki nasıl yazıldığında.
Yaz’ın Gözyaşları
Yaz‘ın gözünden düşen bir damla yaş ile de fragman sona eriyor.
Bu gözyaşı beni fragmanda gördüğüm diğer her şeyden daha çok korkuttu aslında. Çünkü bu yaş, muhtemelen birine veda edeceğiz demenin kısayolu.
Acaba Yaz‘ın ailesinden birine mi bir şey olacak?
Yoksa Graham‘a mı veda edeceğiz? Graham‘a veda etmek… Bir masanın ayaklarından birini kırmakla eşdeğer. Geçen sezonu bize sevdiren en büyük etkenlerden biri Graham’dı desem kimse itiraz etmez. Graham’dan vazgeçmek gibi bir hataya düşmemişlerdir umarım. Yoksa yakarım bu gezegeni!
Dediğim gibi, yeni sezona 1 Ocak günü kavuşacağız.
Beklentilerinizi karşıladı mı fragman? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.