“42: Önbölüm” , Yazar: Joseph Lidster

42: Önbölüm

Erina…

Erina Lissak elindeki lambayı düşürdü ve kendi etrafında döndü. Durmak bilmeyen motor uğultusu esnasında birinin onun ismini seslendiğini duyduğuna yemin edebilirdi. Ama bu çok saçmaydı, değil mi? 27.Bölüm’de yalnızdı. Evet, o her zaman yalnızdı. Koridorun ilerisine bakındı, karanlığa doğru. Yalnızdı, değil mi?

‘Merhaba?’

One doğru bir adım attı.

‘Kim var orada? Riley?’

Tabi, diye düşündü, geriye döndü. Riley Vashtee, ansızın içeri dalardı şimdi. Etkilemeyi umuyordu.

‘Dalga geçmeyi kes.’

Ama sessizlik devam ediyordu. Durmak bilmeyen motorların uğultusu haricinde bir sessizlik elbette. Erina iç çekti ve düşen lambasını yerden kaldırdı.

Tam da o anda durmak bilmeyen motorlar… duruvermişti.

Ve aniden, gerçek bir sessizlik başladı.

Erina lambayı yere attı ve en yakın bilgisayara koştu. Durdu ve ekrana bakakaldı.

ÇARPIŞMAYA KALAN SÜRE: 46:27

Geri çekildi, dehşete düşmüştü. Motorların durması demek, şeye kırk-altı dakika kalması demekti, şeye… Ümitsizce paniklememeye gayret ederek en yakın lombara gidip bir bakış attı… alev ve toz bulutu olmalarına kırk altı dakika kalmıştı.

Tamam, diye düşündü. Endişelenme. Bir şeyler ters gitti ama bu yoluna koyamayacağın anlamına gelmiyor. Ve, kim bilir, belki de bu onun diğerlerini etkileme şansı olabilirdi. Derin bir nefes aldı, en yakın telsize koştu ve arama düğmesine bastı.

‘Ashton, buraya gel lütfen.’

Dev‘in sesi hoparlörde cızırdıyordu. ‘Vaktim yok Erina! Başkasını ara!’

Harika. Baştan savılmıştı. Bu yeni bir şey de değildi aslında. İyi madem, başkasını deneyecekti.

‘Kaptan McDonnell, lüt buraya gelin.’

‘Erina? Neredesin?’ McDonnell’in sesi koşuyormuş gibi geliyordu.

’27.Bölüm’deyim.’ diye cevapladı Erina. ‘Motorlar…’

‘Duruverdi.’ diye lafını böldü McDonnell. ‘Evet, fark etmiştim, sağol.’

Erina derin bir nefes aldı. Sakin kalmalısın. Kabalaşmana hiç gerek yok.

‘Ne yapmalıyım?’

‘Ne?’ diye güldü McDonnell. ‘İşini yap! Tehlike mesajını yolla ve olduğun yerden ayrılma. Scannell ve Vashtee ile Makine Dairesi’ne gideceğim.’

Telsiz bir kez daha cızırdadı ve sonra bir kez daha. Erina bir kez daha biri ona ismiyle sesleniyor gibi hissetti. Geri çekildi ve telsize baktı.

‘Sadece hatlar karışıyor olmalı.’ diye mırıldandı.

ÇARPIŞMAYA KALAN SÜRE: 45:48

Erina saniyeler ilelerken kendini aniden çok yalnız hissetti. Olduğu yere çöktü ve bekledi. Neyi beklediğinden bile emin değildi. Emirleri? Kurtarılmayı? Ya da sadece ölmeyi mi? Hepsi bu Erina. Her zamanki gibi neşeli bir durumun içindesin.

ÇARPIŞMAYA KALAN SÜRE:45:29

Yüzünü ekrandan öte yana çevirip dudağını ısırdı. Bir şeyin yanmasının kokusunu alabiliyordu.

‘Cidden burada ne işim var benim?’

Birkaç ay önce Riley Vashtee ile buluştuğu kafeyi anımsadı. Torajii Alfa. Memleketteyken.

Orayı kendisi işletiyordu. Haftalarca rutin bir çalışma temposundayken ‘O’ gelmişti. Onun o kayıp halini izlemişti Erina. Çok tatlı duruyordu.

Erina o gün nasıl da izinsizce yanına oturduğunu ve ona ismini sorduğunu hatırlayınca gülümsedi. Ona o zaman anlatmıştı. Bir kargo gemisine çalışıyordu. Sonra Erina’nın ne iş yaptığını sorarken yüzünde bir gerginlik belirmişti. Bir garson muydu? Erina kendini durdurabilmeyi başarmadan hemen önce ona annesinin bir kafe zincirinde üç dükkanı olduğunu söylemişti.

Anne.

Erina annesi hakkında düşünmeye başlayınca birden gülümsemesi soldu. Ya annesini bir daha asla göremezse? Hiçbir zaman tam anlamıyla yakın olmamışlardı. Annesi hep Stefan ile, Erina’nın ‘Aman ne kadar da mükemmel‘ kardeşiyle daha ilgili olmuştu. Stefan mükemmelliğini korusun diye Erina başının çaresine bakmaya devam etmeliydi adeta. Ki bununla bir sıkıntısı yoktu Erina’nın. Bunun onu etkilemesine izin vermeyecekti. Yani, en azından etkilememesi için elinden geleni yapacaktı.

Yapmak istediği tek şey kaçıp gitmekti. Evden uzaklaşmak. Ailesinden uzaklaşmak. Her şeyden uzaklaşmak. Yıldızları görmek.

Erina, Riley’e bir zengin züppesi gibi görünmeden buj isteğini nasıl anlatacağı konusunda yaşadığı sıkıntıyı hatırladı. Riley’e tek isteğinin seyahat etmek olduğunu söylemişti. Sistem’i görmek istiyordu. Bir sürü arkadaşı lafa gelince sırt çantasını alıp Dış Gezegenler’e gitmeye hevesliydi. Fakat o bunu gerçekten de yapmak istiyordu. Riley de ona çalıştığı gemiden bahsetti. Pentillian.

Bir eleman yeni ayrılmıştı ve onun yerine ayak işlerini yapacak biri gerekiyordu gemiye. O an için, ayak işlerini yapmanın düşüncesi bile Erina’ya cennet gibi gelmişti. Torajii Alfa’nın güvenli alanı dışına çıkabilmesi anlamına geliyorsa, Erina ayak işlerini yapacaktı. Riley’e onu Kaptan ile tanıştırsın diye yalvardı. Ve o öğleden sonra Erina, Kath McDonnell ile tanıştı ve işe girdi.

ÇARPIŞMAYA KALAN SÜRE: 44:12

İşte oradaydı. Ölümle yüzyüzeydi. Belki de annesi haklıydı. Belki de Stefan zeki olandı. Sonuçta ondan haz etmeyen bir grup insanla bir kargo gemisinde ölecek olan Stefan değildi.

Gemiye bindiği ilk akşlamı düşündü. Umutsuzca uyum sağlamaya olan ihtiyacını hatırladı. O dahil ekipte yedi kişi vardı.

Riley ve Kath ile çoktan tanışmıştı. Riley çok hoş biriydi ama Erina ile ilgilenmediği açıkça belli oluyordu. Sadece utangaç mı yoksa Erina’dan daha iyi olduğunu mu düşünüyordu, Erina’nın hiçbir fikri yoktu. Hoş, Riley’in her limanda bir sevgilisi olması ihtimali de oldukça mantıklıydı.

Kath McDonnell ona tepkili durmayan tek kişiydi. Ekibin geri kalanına nasıl davranıyorsa ona da öyle davranıyordu.

Ah, Korwin hariç.

Korwin McDonnell Kaptan’ın kocasıydı. Çok iyi bir adamdı. Harika bir espri anlayışı vardı. Ve Erina suçluluk duygusu işinde, ona bakarken kendinden geçiyordu.

Bir de Orin Scannell vardı. GEnellikle Erina’yı görmezden gelirdi. Erina çoğu zaman Kaptan ile aralarında bir şey olup olmadığını merak ediyordu. Çoğu kez anlamlandıramadığı bir şekilde bakışmalarına şahit olmuştu. Bir şekilde bir işler çeviriyor olduklarını anlayabiliyordu. GEmide sadee yedi kişi olunca, hiçbir sır sonsuza dek sır olarak kalmazdı.

Bunu düşününce aklına Abi Lerner geldi, Pantallian’ın doktoru. Garip biriydi. Dışarıdan bakınca arkadaş canlısı gibi duruyordu ama içinde bir gariplik vardı.

Erina’nın adını koyamadığı bir şey vardı. Ağzını açmasına engel olan bir şey vardı.

Ah bir de Dev vardı. Dev Ashton. Erina gemiye adım attığından beri onun ne kadar zevksiz biri olduğunu biliyordu. O, Dış Gezegenler’den geliyordu ve her nedense Erina’nın ayrıcalıklı geçmişi hakkında bir problemi vardı. Bunu, Erina’yı yanlışlıkla 24. Bölge’ye kilitlediğinde oldukça açık bir şekilde ifade etmişti.

Olan biten her şey, Erina’yı daha da güçlü biri haline getiriyordu. Onlara çıtkırıldım bir zengin bebesi olmadığını ispatlamayı aklına koymuştu

ÇARPIŞMAYA KALAN SÜRE: 43:11

Geri sayım sürerken Erina kendine geldi, kendisini toparlamasının tam vaktiydi. Kaptan ona burada beklemesini söylemişti ama biliyordu ki o da yardım edebilirdi. Erina birdenbire istediği şeyin sadece kendisinin değil, ekip arkadaşlarının da ölmelerini olduğunu fark etti. Dev’in bile. Artık bir aile olmuşlardı. Ve bazıları ondan hoşlanmıyor olsa da, en azından onu görmezden gelmiyorlardı. Annesi ve Stefan’ın yaptığını yapmıyorlardı.

Duvardan uzaklaştı ve kapıya yöneldi. Kaptan’ın nereye doğru gittiğini biliyordu. Yani, McDonnell’ın hoşuna gitse de gitmese de Erina yardım edecekti. Kapı ağzındayken bilgisayar ekranına şöyle bir bakacak oldu.

Ve nefesi kesildi. Trajik gri sayım yerini başka bir mesaja bırakmıştı.

GÜVENLİ KAPATMA… BAŞLATILIYOR.

‘Ne?’ O yukarı bakacakken birden kapı üzerine doğru kapanmaya başlayınca koridora attı kendini. Güvenli Kapatma mı? O da neyin nesiyid?

Ana koridorda koşarak ilerliyordu, kalbi hızla atıyorken Makine Dairesi’ne vardı.

ÇARPIŞMAYA KALAN SÜRE: 42:43

Ve orada, koridorun sonunda, havalandırma odalarının dışında onları gördü. Kaptan, Riley ve Orin.

GÜVENLİ KAPATMA ETKİNLEŞTİRİLDİ

Erina diğerlerine hızla yaklaşırken sesi duymamaya çalıştı. Ter sırtından akıyordu ve ağzında da bir ter tadı vardı. Sonra birden ekip arkadaşlarının yalnız olmadıklarını gördü. Gözlerini kırptı, gözlerine giren terden kurtulmaya çalışıyordu. Kesinlikle bu üçlü dışında iki kişi daha vardı. Bir adam ve bir kadın. Bu kişiler ekipten değillerdi. Ailenin yeni üyeleri de değillerdi.

Yabancılar.

Erina onlara doğru koştu. Geminin ısısı artıyordu ve onca teri ve yanma kokusuna rağmen Erina bağırabildi.

“Güvenli kapatmayı kim etkinleştirdi? Neredeyse 27. Bölge’de kilitli kalacaktım!”

“Geri sayım sürerken herkes dönüp ona baktı.

Erina yabancılara döndü. “Siz kimsiniz?”

Kadın dehşete düşmüştü. ‘Bu Doktor ve ben de Martha. Merhaba.”

Erina dönüp diğerlerine baktı ve onların da dehşete düştüğünü gördü. Kaptan’ın bile. Ve o anda, Erina Lissak herkesin muhtemelen öleceğini fark etti.

Ve geri sayım devam etti…

GÜVENLİ KAPATMA: 42:27

(Devamı dizide…)

-son-

**Joseph Lidster tarafından yazılmıştır. Chris Chibnall’ın yarattığı karakterler ve olaylardan esinlenilmiştir.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir