“GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRENLER” – 12×04 İncelemesi

Bu haftaki bölümde, yol arkadaşları önceki maceralarında –her ne kadar alternatif bir gelecekte yaşansa da– yaşadıkları gezegenin ölümüne tanık oldukları için belki de, Doktor‘la birlikte geçmişe gidiyorlar. Onlar geçmiş dönemlerde gezip kafalarını dağıtırken, Doktor da fırsattan istifade edip gördüğü anormallikleri takip ediyor.

Doktor ve arkadaşlarının gittiği yerlerden birinin 1900’ler Amerikası olduğunu öğreniyoruz. Çünkü karşımıza Nikola Tesla çıkıyor, Niagara Şelalesi‘nde en büyük projesi olan kablosuz elektrik iletimi için fon bulmaya çalıştığını görüyoruz. Tabii, hem istenen parayı, hem de enerjinin havada süzülerek iletilebileceği fikrini uçuk bulan yatırımcılar Tesla‘yı ciddiye almıyor…

Nicola Tesla, Hayır Araba Markası Olan Değil

Tesla ona inanmayanlarla uğraşırken, üstüne bir de elektrik şokuyla ölen çalışanı kafasını kurcalıyor. Makinelerinin sağlam olduğunu kanıtlamak için gecenin bir saatinde jeneratörde çalışıyor ve makinelerinin sağlam olduğunu kanıtlıyor ama bu arada bazı parçalarının da çalındığını fark ediyor. Yardımcısının geldiğini sanan Tesla, havada süzülen bir topaç görüyor. Alıp jeneratörden çıkacakken de Doktor‘la karşılaşıyor. Eh, Doktor‘un olduğu yerde bela da oluyor malum… Jeneratörde dolanan gizemli bir şeyin Silurian silahlı saldırısına uğruyorlar ve Doktor, Tesla ile yardımcısı Dorothy‘yi alıp güvenli olduğunu düşündüğü trene götürüyor.

Doktor, Nikola Tesla‘nın Nikola Tesla olduğunu öğrendiğinde ne kadar heyecanlandıysa, yol arkadaşları o kadar umursamaz görünüyor… Yol arkadaşlarının Tesla‘yı tanımamasına takılanlar da çok, Tesla‘yı tanımayıp “Tanımamış olmaları normal” diyenler de. Ben yol arkadaşlarının bir nevi izleyiciyi temsil ettiğini düşündüğümden, Tesla‘yı tanıtma amacı taşıyan bu bölümde yol arkadaşlarının Tesla‘yı tanımamasını normal buldum. Ama Doktor olsam yanımda gezdirdiğim insanların Tesla‘yı bilmemesine de sinir olurdum…

Doktor, bütün gününü garip enerjileri takip ederek geçirdiğinden, aynı enerjiyi Tesla‘da görüyor ve Tesla‘nın sakladığı şeyi ona vermesini istiyor. Tesla vermiyor tabii ki, böylece ekip Tesla‘nın laboratuvarına gidiyor. Laboratuvarın önündeki Tesla protestocularını görünce içim cız etti, ne yalan söyleyeyim. Adamın kıymeti bölümde bilinmediği gibi, gerçek hayatta da bilinmemiş maalesef… Tesla, Doktor’a jeneratörde görüp aldığı topacı veriyor ve bu topacın aslında Thassor’un Küresi olduğunu öğreniyoruz. Antik ırklardan biri olan Thassor, mucitlerden oluşuyormuş ve bu küreler de bilgi aktarımına yarıyormuş.

İki Dahinin Ahengi

Doktor‘un soniğiyle kürenin ne işe yaradığını çözmeye çalıştığı ve Tesla‘nın meraklı meraklı onu izlediği sahne çok tatlıydı. Bir şeyler hayal edip hayal ettiklerini gerçeğe dönüştüren iki kişinin birbirini anladığını izlemek bana keyif verdi. Birbirini anlayan iki kişi olduklarını, onları anlayan başkalarının nadiren ortaya çıktığını görmek de üzdü tabii bir yandan.

Edison‘un adamlarından birinin kendilerini takip ettiğini gören ekip, Edison‘dan şüpheleniyor ve onunla konuşmaya gidiyorlar. Silurian silahını ilk defa gören ve ne olduğunu merak eden Edison, Doktor‘la konuşmayı kabul ediyor. Edison‘un kibrinden önünü göremeyen biri olduğunu anlayan ekip, Tesla‘yla problemi olan kişinin o olamayacağını düşünüyor. Onlar konuşurken, Edison‘un fabrikasına giren gizemli adam tüm çalışanları elektrik şokuyla öldürüyor. Edison‘un yardımcısı kılığında gezerken, aslında onun görüntüsünü alan bir uzaylı olduğunu anlıyoruz. Doktor, Edison, Graham ve Ryan, bu uzaylıdan kurtulmaya çalışırken, Yaz da Tesla’nın yanında durup onunla muhabbet ediyor, onu yakından tanımaya çalışıyor…

İşin içinde uzaylıların olduğuu anlayan Doktor, Yaz‘a haber veriyor ama bunun için biraz geç kalıyor. Dorothy‘yi rehin alan uzaylılar Tesla‘yı götürmeye geliyor. Yaz Tesla’yı tehlikeye atmak istemiyor ve Tesla‘yla birlikte gemiye ışınlanıyor. Uzaylıların kimler olduğunu da öğreniyoruz bu arada: Skithra.

Cibiliyetsiz Skithra

Yaz ve Tesla‘nın kaçırıldığını öğrenen Doktor, Dorothy‘yi ve Edison’u da alıp TARDIS‘e atlıyor. Dorothy, Tesla‘yla çalışırken imkansız sandığı türlü şeyler gördüğü için sanırım, TARDIS‘in içinin dışından büyük olmasına pek şaşırmıyor. Öte yandan, Edison‘a izin verilse adam TARDIS‘i parçalayıp parçalayıp zimmetine geçirecek gibi bakıyor… Doktor kürenin gizemini çözüyor: meğer Tesla’nın peşinde olan uzaylılar küreyi bilgi aktarmak yerine bilgi toplamak için programlamış.

Doktor uzaylıları bulmak için bir iz ararken, Dorothy bu izi Tesla‘nın bulduğundan bahsediyor. Mars‘tan gelen bir sinyal… Tesla gerçekten de uzaydan gelen bir sinyal bulmuş bu arada, ama sinyal Mars‘tan değil, yıldızlardan gelen bir sinyalmiş.

Ne İçin Çalıştığına Da Ne Dilediğine De Dikkat Et

Dorothy, Tesla‘nın tüm icatlarını ve çalışmalarını aylar öncesinden Wardenclyffe‘e taşıdığını, bulduğu sinyalin de orada oduğunu söyleyince TARDIS ekibi oraya gidiyor. Yaz ile Tesla‘nın yerini saptayan 13, bir gezegendeki pazarda buduğu ıvır zıvırla ikiliyi kurtarmaya, uzay gemisine ışınlanıyor. Doktor‘un gemiye gelmesiyle birlikte, Skithra gemisinin aslında onlara ait olmadığı, hatta gemideki hiçbir şeyin Skithra‘ya ait olmadığı ortaya çıkıyor. Evrenin hurdacısı gibi bir şeyler yani… Gemideki her şey toplama olunca gemileri çalışamaz hal gelmiş. Skithra kraliçesi de Thassar küresini programlayıp, iyi bir mühendis bulmaya çalışmış, Tesla‘yı bulmuş. Mottoları ihtiyaçları olanı çalmak olan bu uzaylıların koskocaman akrepler olması üzdü. Ne gariptir ki, geçen sezonun dördüncü bölümünde de koskocaman örümcekler vardı. Umarım 13. sezonun dördüncü bölümünde koskocaman başka bir haşarat görmeyiz!

Akrep görünümünde olmanın yanısıra, Racnoss‘a da benziyor bu Skithra kraliçesi. Keşke kopyalarken bazı eklemelerde değil de, çıkarmalarda bulunsalarmış. Olmadı rengini falan değiştirselermiş. Yine de ben bu uzaylıları sevdim, en azından Tim Shaw‘dan daha korkutucu olmayı başarmışlar. Ama, bunlar da Doktor‘u tanımıyor. Bir benim mi sinirimi bozuyor bu durum? Sezonlar boyunca Doktor‘un kim olduğunu öğrendiğinde korkudan titreyen yaratıklarla karşılaşınca insan üzülüyor ister istemez. Bu arada, Skirtha kraliçesini canlandıran aktörün, aynı zamanda Sarah Jane Adventures yan dizisinde Rani katakterini canlandıran Anjli Mohindra olduğunu da söyleyeyim.

Akreplere Fısıldayan Zaman Lordu

Gevezelik ederek uzaylıların amacını anlayan Doktor, ışınlanma cihazının kendini şarj etmesiyle Yaz ve Tesla‘yı kurtarıyor. Wardenclyffe‘de biraraya gelen ekip TARDIS‘e girince TeslaNiye herkes buraya giriyor?” diye soruyor ama içeri girince kendi gibi bir mucit olan Doktor‘a bir kez daha hayran oluyor. Doktor ise Skirtha kraliçesini ikna etmeye çalışıyor ama kraliçe Tesla‘yı istiyor ısrarla. Tesla’yı almazsa da Dünya’yı yok edeceğini söylüyor. Hadi yol arkadaşları neyse de, Doktor‘un bu tür tehditleri 2000 küsür yıldır duymadığı gün olmamıştır eminim. O yüzden 13’ün “Ne yapacağız?” tandanslı yüz ifadeleri bana çok yapmacık geldi. Tesla’dan da dünyadan da vazgeçemeyeceğini bilen Doktor, plan yapmaya başlıyor. Tabii, Tesla‘dan yardım almayı da ihmal etmiyor.

Wardenclyffe Nedir, Niçin Kullanırız?

Tesla’nın en büyük projesi olan Wardenclyffe‘ın amacı, tüm dünyaya kablosuz enerji sunabilmekti, ama projenin yatırımcısı yatırım yapmaktan vazgeçince yarım kaldı. Doktor, TARDIS‘i de kullanarak, Wardencliyffe ile Skirtha gemisine yıldırım göndermeyi ve kraliçeyi öldürerek tüm uzaylı akreplerden kurtulmayı düşünüyor. Ama, bu bana hiç Doktor‘un yapabileceği bir şey gibi gelmedi açıkçası. Ryan aynı uzaylı akrebe silah doğrulttuğunda itiraz eden Doktor, bu sefer Skirtha soykırımı yapmayı düşünüyor… Benim bildiğim Doktor için öldürmek ilk sırada olmazdı. Birilerini öldürmenin etkilemediği, daha karanlık bir Doktor olması çelişkili gibi geliyor bana. Hele 13 gibi şapşal, şebek diye nitelendirebileceğimiz bir Doktor iken.

Yaz ile Edison halkı sokaklardan uzaklaştırıyor, Dorothy, Ryan ve Graham da Wardenclyffe’i savunmak için işe yarar icatlar arıyor, Doktor ile Tesla ise Wardenclyffe’i tamamlıyor. Ama gemisinde soykırıma uğramayı beklemek istemeyen Skirtha kraliçesi de Wardenclyffe’e geliyor ve Doktor’u yakalıyor, Doktor’un elindeki ışınlanma aletini de ele geçiriyor. Ama meğer, Doktor’un planının bir parçası da buymuş. Skirtha kraliçesini gemisine yollayan Doktor, gemiye yıldırım göndererek tüm uzaylı akreplerden dünyayı kurtarmış oluyor.

“Biri Böcek İlaçlamacısını Arası-, Tamam, Doktor Geldi!”

Uzaylıları Wardenclyffe‘i kullanarak def etmek, Tesla’nın şöhretini artırmıyor, Wardencliyffe’i de yıkılmaktan kurtaramıyor maalesef. Tesla hak ettiği değeri göremiyor belki ama, fikirleri hala dünyamıza şekil vermeye devam ediyor. Tesla’yı yaşadığı dönemde kaale alanlar olsaydı şimdi ne halde olurduk diye düşünüyor insan… Nikola Tesla ülkemizde baya ilgi çeken bir konu olmasına rağmen, benim ilgimi çekmiyordu. Ama bu bölümle birlikte Tesla’yı araştırıp neler yaptığını öğrenmiş oldum. Bu da bölümün amacını gerçekleştirmiş olduğunu, Tesla’yı bilmeyenlere tanıttığını gösteriyor. Tabii bunda Tesla’yı canlandıran Goran Višnjić‘in payı büyük. Onun harika oyunculuğu olmasaydı sanırım Tesla’yı araştırmaya elim gitmezdi.

Chibnall dönemi ile birlikte, dizinin klasik serideki gibi “öğretici” yönü ağır basmaya başladı. Bence bunda hiçbir sorun yok. Ama geçen sezonun öğretici bölümü olan Rosa ile karşılaştırdığımda, Rosa bölümü ne yazık ki sınıfta kalıyor. Bu bölümde daha iyi bir senaryo ve oyunculukla aslında öğretici bölümlerin hiç de fena olmayacağını anlamış bulunduk. Geçen sezon en sevdiğim konuk oyuncu The Witchfinders‘taki Alan Cumming olmuştu, bu sezon için aynısını Goran Višnjić için düşünüyorum.

Bu sezonda kullanılan bestelerin geçen sezona kıyasla iyi olduğunu da söylemem gerek. Umarım böyle devam eder, çünkü Murray Gold‘a özlem duymaktan yoruldum artık. O kadar Doktor değişti de diğer Doktorlar’a olan özlemim dinmeyi başardı, ama Murray Gold‘a olan özlemim asla dinmeyecek gibi görünüyor. Doctor Who‘yu Doctor Who yapan biraz da Murray Gold‘muş. Gidince bambaşka bir hale büründü dizi maalesef. Neyse, Murray Gold‘suzluğa rağmen güzel bir bölümdü.

Umarım incelememi keyifle okumuşsunuzdur, önümüzdeki bölümde görüşmek üzere.

İrem Duygu Doğan

22 yaşındayım. Diziyle 2010'da tanıştım. 2014'te düzenli olarak izlemeye başladım ve o zamandan beri hayranıyım.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir