“ÖRÜMCEKLER… HER YERDELER…” – 11×04 İncelemesi

Bu bölüm Cadılar Bayramı‘na özeldi, bu sebeple korkunçlu olması planlanmıştı. Ama Neden örümcekler? diye sormadan edemiyor insan. Hele ki, benim gibi örümcek fobisi varsa… Böceklerden, özellikle de örümceklerden haz etmem. O yüzden şu dizide izlerken en çok zorlandığım bölüm Knock Knock‘tu. O bölümde de her yeri uzaylı böcekler sarmıştı hatırlarsanız. Ama bu bölüm Knock Knocku geride bıraktı, çünkü içinde devasa örümcekler var!

“Yaz’lara çay içmeye gidiyoruz!”

Bölümün başında 13, zor da olsa, arkadaşlarını evlerine ulaştırmayı başarıyor ve her Doktor’un yaşadığı “Tek başıma dolaşacağım herhalde…” evresini yaşıyor. İçten içe yol arkadaşlarından birinin üstelemesini istiyor ve buna cesaret edebilen kişi Yasmin oluyor. Böylelikle Yasmin‘in ailesiyle tanışma fırsatını yakalıyoruz. 

YENİ BÖLÜM, YENİ GELİŞMELER!

Bu arada 13 ve ekibini de yepyeni zaman vorteksinin içinde seyahat ederken görüyoruz. Bu zaman vorteksini beğenmekle beğenmemek arasında kaldım. Ama yine de 11. Doktor dönemindeki bulutumsu zaman vorteksinden iyidir diyebilirim.

Yeni zaman vorteksi!

Yasmin’in ailesini Yasmin’den daha çok sevdim desem? Nedense Yasmin’in her şeyine karışan, kaba saba insanlar olacak gibi bir korkum vardı, Yasmin’in 11×02’de ailesinden bahsettiği sahnede öyle bir izlenime kapılmıştım. Ama beklediğim gibi olmadı neyse ki. Evde Müslümanlığa dair ufak tefek ayrıntılar hoştu. Eve girdiğimiz gibi “Biz Müslümanız, hoşgeldiniz!” dediklerini düşünsenize… Böylesine abartmadıklarını görmek sevindirici.

Jodie’nin oyunculuğu yine her zamanki gibi, bölüme dair en güzel şey. Her Doktor’dan izler taşıyor ve benim bununla bir sorunum yok. Bu bölümde 13’ü izlerken aklıma 10 ve 11 gelip durdu mesela. Özellikle de Yasmin’in dairesinde kanepelerden konuştuğu anlarda. Ama tabii, 10 ve 11 için bir evde yaşamak en dayanılmaz şeylerden biriydi…

ŞİKAYETLERİM DE VAR ELBETTE!

Jodie’nin Doktor’u ile ilgili iki şikayetim var. İlki şu: 12’nin ardından daha olgun bir Doktor beklerken, daha çocuksu bir Doktor‘la karşılaştım. Elbette yeni bir bedenin umut dolu olması normal ama, 2000 yaşını aşmış bir karakterden bahsediyoruz. Her yeni Doktor’a özgü olarak, 13’ün de ilk sezonunda çocuksu sahneleri çoğunlukta. Umarım diğer sezonlarında daha usturuplu bir karaktere kavuşur.

İkinci şikayetim ise, 13’ün soniğini kullanışı. O kadar yapmacık geliyor ki, görünce bölümü kapatmak ve bir daha izlememek istiyorum. Sezonu neredeyse yarıladık, kalan 6 bölümde şu hareketini yapmayı bırakmıştır diye umut ediyorum. Ya da, umarım önümüzdeki sezonlarda bunu yapmaktan vazgeçer diyeyim. 

Yaz’ın annesi… pardon, Najia!

BİR DE YAZ’IN ANNESİ!

Yaz’ın annesi-pardon-Najia, 2020 seçimlerinde Amerika başkanlığına aday olmayı planlayan ve büyük bir otel zincirinin sahibi olan Robertson‘ın yanında çalışıyor. Ya da çalışıyordu, Robertson onu kovana kadar. Yaz’ın annesi-pardon-Najia hoş bir karakter olmuş ama bu “Najia” esprisini neden bölüm boyunca uzattıklarına anlam veremedim. Ben de uzatayım ister misiniz? Bence iki tane yetti de arttı bile. 

Robertson karakterinde bölümdeki en iyi oyunculuklardan birini gördüm. Gerçi 13 ve Graham‘ı saymazsak bölümde kayda değer başka bir oyunculuk yoktu. Genç yol arkadaşları bu bölüm de alabildiğine yapmacıktı. Neyse ki Yasmin‘i ailesi biraz kurtarıyor diyeceğim, ama dersem yalan söylemiş olurum. Hala en sevmediğim yol arkadaşı Yasmin. Ve bu bölüm Yasmin‘le ailesine odaklı bir bölüm izledik, örümcekler yetmiyormuş gibi…

Ne olursun, soniği şöyle tutma 13!

Yasmin ve ailesinin komşusu Anna, günlerdir evinden çıkmıyor ve nedense kimse telaşlanıp da çilingir falan çağırmıyor. Neyse ki Doktor bu garip olaylar silsilesini takip ediyor ve komşunun kapısını o mükemmel (!) sonik tutuşuyla açıyor. Çok geç kalıyor ama. Olan olmuş, dev bir örümcek kadıncağızı ağlarıyla örmüş bile… Ve bölümün ilerleyen dakikalarında örümceklerden haz etmediğini söyleyen Ryan; bu ağlarla örülü eve, kadına ve dev örümceğe şaşırması gerektiği kadar şaşırmıyor. Panik olması gerektiği kadar panik olmuyor…

İkinci El Bir Utanç!

Ben bu sahneyi izlerken yüzümü ellerimle kapattım mesela. Bölümü izlerken de bacaklarım uyuştu ve uzun zaman sonra ilk defa bağırdım. Ama örümceklerle arası iyi olmayan Ryan -affedersiniz ama- odun gibi duruyor… Halbuki kendisinin 11×02’deki gibi çığlık atmasını beklerdim. Neyse işte, bu noktada kendisine pamuk ipliğiyle bağlı olduğum bölüm beni kaybetti. Ama, ta ilk sezonda gördüğümüz sirke çözümü gülümsetmedi değil. Keşke sirkenin kullanıldığı yaratık dev bir örümcek değil de, sevimli bir Slitheen olsaydı.

Bu sahnede Graham’ın gözlük taktığını fark ettiniz mi?

Anna‘yı merak edip de kapısına gelen Jade, bir bilim insanı ve örümceklerle ilgili yürütülen bir çalışmanın içinde yer alıyor. Evde dev bir örümcek görünce bildiği her şeyi Doktor‘a anlatmaktan başka çaresi kalmıyor. 3 aydır Sheffield’da terör estiren örümceklerin verdiği mesaj, bizleri Robertson‘ın oteline ulaştırıyor. 

Yaz’ın annesi-pardon-Najia, otelden kovulunca Yasmin‘i arıyor, onu eve götürmesini istiyor. Anne-kızı gören Robertson ise bir açıklama beklemeden ikisine de silah doğrultuyor. Silah doğrultup ateşlemenin doğru yol olduğunu düşünen bu adam, 2020 ABD başkanlığı için hazırlanıyor. Ama kendisi ne hikmetse Trump‘tan haz etmiyor. Güldürürken düşündüren bir karakter olmuş.

Bölümü kapatma raddesine geldiğim an…

Robertson ellerini kendine has bir şekilde yıkarken, o da ne? Küveti kıracak güce sahip, dev bir örümcek çıkıyor banyodan! Zavallı koruma Kevin, bu örümceğe yem oluyor. Robertson‘la Doktor da bu arada tanışıveriyor. Ve iki saniyeliğine de olsa psişik kağıdı görüyoruz, yaşasın! İleriki bölümlerde görmek de nasip olur umarım. Eskiye dair her şey kabulüm. Çünkü hala Doctor Who izlediğimi hatırlamaya ihtiyacım var.

HER ŞEY BİR KENARA YAZ BİR KENARA!

Najia: “Doktor’la çıkıyor musunuz?”

Etrafta kocaman örümcekler var, her tarafı sarmışlar falan. Peki bütün bunlar Yasmin‘in cinsel kimliğinden daha mı önemli? Ne münasebet, tabii ki değil! Sormasak olmuyor: Yasmin birileriyle görüşüyor mu acaba? Acaba görüştüğü kişi bir kadın mı? Ben Yasmin‘in yerinde olsaydım, “Doktor’la değil ama dev bir örümcekle çıkıyorum anne.” derdim.

Bence Najia hanımın hak ettiği cevap buydu. Çünkü o hengamede bunu sorması cidden saçmaydı. Şu dev örümcekleri başınızdan def edin bir, kurtulduktan sonra sorarsın Najia…

Dev örümceklerin sebebini de öğreniyoruz bu arada: Robertson, otelini bir katı atık sahasının üstüne kurmuş. Örümceklerle ilgili araştırmada çalışan imha şirketi de, öldü sanılan bir örümceği bu katı atık sahasına atmış. Mutasyona uğramış olan örümcek, burada beslenip büyümüş ve çoğalmış.

Plan ne? Tüm örümcekleri panik odasına hapsedip boğarak öldürmek… Toplamak için ne yapıyorlar? Sağır edici bir şarkı açıyorlar. Ryan’dan da zaten en az kendisi kadar sinir bozucu bir parça beklerdim, o yüzden şaşırmadım.

CHİBNALL’A ALKIŞ!

Chibnall‘a teşekkür etmek istiyorum, çünkü kocaman bir örümceğe üzülmemi sağladı. Ama Doktor nasıl oldu da Robertson‘ın anne örümceği vurmasını engelleyemedi? Silahın önüne atlayıp “Onu vurma, beni vur!” demesini beklemiyordum elbette ama bir şekilde engelleyebilirdi. Neticede 10‘un “Silah görmekten sıkıldım” deyip adamın elinden silah aldığına tanık olmuştuk. 13’ü bunu yapmaktan alıkoyan neydi?

Robertson‘ın silahı ateşledikten sonra “Dünya’nın artık buna ihtiyacı var, beni Beyaz Saray’a sokan şey bu tutum olacak.” cümleleri ise doğruluk payıyla beni irrite etmeyi başardı.

TARDIS Ekibi!

SONUÇ OLARAK

Doktor ilk bölümde Yaz, Ryan ve Graham‘ı rızalarını almaksızın yanında götürdü, dolayısıyla şu birkaç bölüm boyunca bir ekip olmaya çalışmalarını izledik. Ama artık, bu üçlüsünün kendi rızalarıyla TARDIS‘e adımını atmalarıyla birlikte, daha samimi bir ortam göreceğimizi umuyorum. Graham, ekip içinde 13‘le seyahat etmek için geçerli bir sebebe sahip olan tek kişi.

O yüzden Yasmin ve Ryan‘ı evlerinde bırakıp yolumuza Graham ile devam etseydik keşke. 13, akla gelebilecek her uyarıyı yaptı ama Yaz ve Ryan‘ın bu uyarıları dikkate aldığını pek sanmıyorum. Yine de 3 yol arkadaşının Doktor’la yollarını ölmeden ayırabilmelerini diliyorum. Yeni TARDIS Ekibi‘ne bol şans…

Keşke bu bölümde baş ettiklerimiz örümcekler değil de balkabakları olsaydı diyerek yazımı sonlandırıyorum. Umarım benim keyifle izleyemediğim bu bölümün incelemesini keyifle okumuşsunuzdur. Gelecek bölümde görüşmek üzere.

İrem Duygu Doğan

22 yaşındayım. Diziyle 2010'da tanıştım. 2014'te düzenli olarak izlemeye başladım ve o zamandan beri hayranıyım.

You may also like...