İnceleme: The Church on Ruby Road
Merhabalar, sevgili Whovianlar. Yılın son gününde ilk incelememi yazıyorum. Spoiler içeren bir inceleme olacak, uyarmadı demeyin. Lafı fazla uzatmayıp incelemeye geçiyorum. Allons-y! (:
Bölüm bana o Doctor Who ruhunu hissettirdi; ekrana kilitlenip aktarılan her duyguyu birebir yaşadım ve çok ama çok eğlendim. Russell, sezona ve başlattığı yeni döneme güzel bir başlangıç yapmış. 15. Doktor’u da Ruby’yi de çok sevdim. Russell T. Davies kaleminden bir Doctor Who bölümü izlemek, dünyanın en zevkli şeylerinden biri olmuştur benim için. Bölüm bir bebeğin, yüzünü göremediğimiz siyahlar içindeki bir kadın tarafından kilisenin önüne bırakılması ile başlıyor. Ve tabii ki bu bebeğin 15. Doktor’un yol arkadaşı olacak olan Ruby Sunday olduğunu öğreniyoruz. Yaklaşık 19 yıl sonraya gidiyoruz ve Ruby Sunday’i ailesini bulmak için çabalarken görüyoruz. Tam o sırada Ruby, bölümün kötü karakterleri olan Goblinler tarafından suikaste uğramaya başlıyor. Ruby’nin arka arkaya yaşadığı talihsizlikler Doktor’un onu bulmasına yardımcı olur ve asıl hikayemiz başlar.
Öncelikle şunu söylemeden geçemeyeceğim; Doktor’u daha çok dans ederken görmeliyiz. DAHA ÇOK DANS VE MÜZİK diyorum. Doktor ve Ruby’nin yaptığı düet ve tabii ki Goblinler’in o muhteşem şarkısı, kesinlikle bölümün izlemesi en eğlenceli anlarındandı. Russell, duy sesimi ve bize müzikal bir bölüm yaz.
Gelelim yeni Doktor’a ve yol arkadaşına
15. Doktor’u çok sevdim ve çok beğendim; tarzını, kostümlerini, her şeyini… Doktor’un sürekli giysi değiştirmesi alışık olmadığımız bir şey; ama biz nelere alıştık, buna da alışırız. Hem gözümüz gönlümüz açıldı, güzel oldu. Zaten The Giggle bölümünde kendisini sevdirmişti Ncuti bana. Ve bu bölümle Ncuti’nin Dokor’unu tamamen sahiplendiğimi söyleyebilirim. Bir tek sonik tornavidasının şeklini sevemedim. 12. Doktor’un sonik gözlüğü gibi 15’in de sonik kumandası (başka bir isim bulamadım) olabilirdi; ama bana bu sonik tornavida demeyin lütfen. Ayrıca Doktor’un icat ettiği akıllı eldivenler ve halat alfabesini anında çözmesi güzel detaylardı.
Bu zamana kadar Doktor hep geçmişi konusunda kapalı kutuydu ama artık bu konular hakkında rahatça konuştuğunu izledik hep beraber. Geçmişi ile barışık, duygularını ifade eden bir Doktorumuz var. Bu da alışmamız gereken şeylerden biri. Gerçi Russell’ın 15’te yeni travmalar yaratacağını düşünüyorum, boş duramaz o. Ve de iyi ki Timeless Child konusu hiç olmamış gibi yapmadı Russell, diyorum. Konuyu işler ya da işlemez bilmiyorum, ama öyle güzel bir hikayeyi yok saysaydı yazık olurdu.
Ruby’ye gelirsek onu da sevdim. 15. Doktor ile çok uyumlu bir ikili oldular. Ayrıca tarzıyla, tavırlarıyla, cümleleriyle bile biraz Clara’yı anımsattı bana. Sonu benzemesin diyorum… Ruby’nin ailesi -özellikle de onu kilisenin önüne bırakan kadın- üzerinden Russell’ın güzel (bol ağlamalı) bir hikaye çıkaracağını umuyorum; göreceğiz bakalım.
Ve bölümde izlerken manyak gibi sevindiğim bir kısım var: Ruby’nin TARDIS’in içini görünce çıkıp etrafını dolaşması. İkonik bir sahnedir, hepimiz biliyoruz. Chibnall döneminde bu sahneyi hiç izlemediğimiz için üzülürdüm hep, ilaç gibi geldi bana o sahne. Bilgisayarın ekranına iyice yaklaştım ve tek bir cümleyi duymayı bekledim: “It’s bigger on the inside!“. Ruby onu da söyleseydi tam olacaktı, ama “Who are you?” dedi ve bu da aslında ideal bir tepki. En azından gerçek bir tepki verdi.
“Never seen a TARDIS before?”
Son sahnede Ruby’nin komşusunun kurduğu bu cümle hepimizin kafasında teoriler ve soru işaretleri bıraktı: Kim bu kadın?, Doktor’u tanıyor mu ve tanıyorsa nereden tanıyor? Daha önce nerede TARDIS’i gördü? Niyeti ne?.. Aslında bölümün başlarında TARDIS hakkında “50 yıldır Londra sokaklarında görmemiştim” diyor. Gerçekten sadece polis kulübelerinden bahsediyor olabilir, ama TARDIS’ten bahsediyor da olabilir. Ve çok basit bir açıklaması da mümkün bu repliğin; dizinin yeni seyircilerine bir selam çakma ya da göz kırpma şekli de olabilir. Sabırsızlıkla bekliyorum altından ne çıkacak diye.
Son olarak; hepinize bol Doctor Who’lu, favori Doktorunuz’un TARDIS’i ile kapınızda belirip sizi büyüleyici maceralara çıkardığı mutlu ve sağlıklı bir 2024 diliyorum. Mayıs’ta yeni bölümlerde görüşmek üzere.