KAHVE VE TARDIS


**Dikkat: Bu yazı kesinlikle tarafsız olmamakla birlikte, ciddi eleştirilere sahip olacaktır, yazı tamamen ‘’bence’’ dili üstüne kurulmuştur.


Evet sevgili Whovianlar, yıllar süren hasretimiz bitti ve rezalet bir Chibnall döneminden ve SJW bombardımanından sıyrılıp bünyemize RTD ağanın pompaladığı bol aksiyonlu bol doktorlu ve bolca zeka kırıntısı ve en önemlisi samimi senaryonun içerdiği bir bölüm ile karşılaştık…
Senaryo yazımı ve cast bağlılığının ne olduğunu çok iyi anladığımız ve her LGBT+ politikasının ergence olmadığını kanıtlayan bir bölüm olduğu için bütün ekip olmak üzere öncelikle BBC ve Disney’e teşekkür etmek istiyorum ve incelemeye geçmek istiyorum…
Yazının bundan sonraki kısımları SPOİLER İÇERMEKTEDİR.
Ne bölümdü beee, yani gerçekten ne bölümdü ama, şimdi önce kendi aklımdaki soruları ve umarım sizin de aklınızda olan soruları sorarak başlayacağım…
1. Doktor neden rejenerasyon sonrası afallamayı yaşamadı?
Children in Need bölümünde, David o afallamayı zaten yaşadı, YouTube’da bulacağınız bölümde Genesis of the Dalek dönemine atıfta bulunup selam çaktılar ve David orada o şoku zaten hafiften yaşıyordu sonrasında içeride zaten çözülmüştür.
2. TARDIS’in neden eski halini hiç görmedik?
Rejenerasyon sahnesi bile Chibnall Era’yı tamamen yok etme üstüne kurulmuştu, zaten özel bölüm olduğu için ve biz yeterince bu sekansları bildiğimiz için direkt olaylara atladılar ki bence bu çok doğru bir karardı.
3. Donna neye atıfta bulundu?
İşte annelik, kadınlar güçlüdür falan, bir küçük mesaj verdiler yerinde yedirdiler Rose olayını ve biz anne kızlar olarak her şeyi hallederiz politikası verdiler, ülkemizin kesinlikle örnek alması gereken bir durum bence çok sırıtmadı tadında bıraktılar.

Bölümün kısa özeti,
Doktor eski yüzünü aldı ve Londra’ya indi, düşen uzay gemisi ve habire eski arkadaşı Donna’nın yanına çekilen Doktor birkaç eski tanıdık yüzü yanına alarak dünyayı ve bizim gönlümüzü ve muhtemelen ne kadar haberi olmasa bile dizinin şanını şöhretini kurtardı 😊. Chibnall abi bölümü izledikten sonra umarım bir daha eline aldığı kalemi Doctor Who yazmak için kullanmaz…

Oyunculuk: 11/10
Kurgu: 10/10
Senaryo: 8/10

Yani bakın oyuncuların sahip olduğu DW kültürü kesinlikle bizi ekrana yapıştırdı, hele hele David’in doktor olmayı özlemiş olması aşikâr olarak belliydi eksikliğini hissettiğimiz her şey vardı. Donna karakterinden hiçbir şey kaybetmemiş, senaryo yine eskiye uygun yazılmış ama David abi ve Catherine ablamız hiçbir mimik ve hareketten kaçınmadığı için bize seyir zevki verdiler ayrıca puanlamada 11/10 yazma sebebimiz kesinlikle Doktor’un Donna’yı tetiklediği sahnede 11. Doctor Theme Sound’undan birazcık bize esinti vermiş olmasıydı. Eee RTD bey, siz gönderme yaparsanız biz de size gönderme yaparız yani, senaryo yazmıyoruz diye boş mu sandınız bizi…. Öhöm neyse arkadaşlar gelelim kurguya, asla sırıtmayan ve akıcı giden sahneler vardı, aralarda bir kayıp olmadı ya da ne bileyim bu ne ya bu hız nedir arkadaş falan demedik her şeyi yedire yedire verdiler bize o yüzden iyiydi.


Rose karakterini çok sevdim, yani çok bir şey görmedik ama öyle bir tribin içinde değildi akıllı ve bir şeyleri başarmaya çalışan bir genç kadın vardı önümüzde biraz hüzünlü bir hikayesi olur belki dedik ama aslında içinde Meta Kriz’i taşıyan efsane bir oluşum oldu, oyuncakları eski düşman ve yaratıklara göre yapmış olması hele çok tatlıydı şahsen ben fark etmemiştim o kısmı fark edince bir duygusallaşmadım değil.


Bölümün en çarpıcı ismine gelelim Beep the Meep, ya sen ponçik sen minnoş sen mağdur derken sen yılaaan sen şeytaaan moduna girdik, olum içinden bad guy çıktı la, bildiğin dümdüz soykırım yapacaktı yani bıraksak ben artık bu karaktere Beep the Meetler demek istiyorum HEIL MEEP öhöm, pardon çok kaptırdım kendimi… Bunu okumamış sayabiliriz kendimizi heheh.
Yani bilmiyorum ben beklemiyordum sevgili okuyucular, o kadar çok mağdur gibi durdu falan ama dümdüz manyak çıktı ve güneşten etkilenen bir delirmeyi düşünemiyorum şahsen acaba gelse Adana’da güneş yese ne olur, bizimkiler roket atıyor sonuç olarak herhalde yeni belediye başkanımız Meep olurdu zaten var olanlar çok bir şey yapamıyor haha.
Peki Doktor’un hâkim olup Gölge Bildirgesi’ni kullanmasına ne diyorsunuz, YA BEN ORADA DÜMDÜZ İŞTE DEDİM BU DEDİM YA BU YANİ İŞTE DOKTOR BUDUR DEDİM, işte orada çok güldük ya Meep bize kötü ödetti onu.
Şimdi gelelim neden senaryodan kırdığıma…
Sevgili genç ve kadın okuyucularımız lütfen bana kızmayın ama biz kadınız hallederiz nedir ya, rejenerasyon enerjisi o RTD abi lütfen lklsdjgksdg, yani daha mantıklı bir şekilde açıklasaydın ya onu niye böyle durup bu şekilde yedirdin. Rose karakterini mesela çok güzel servis etti, bu böyleydi sonra meta kriz oldu ve biz böyle yaptık o yüzden eşsiziz dedi geçti ki kusursuzdu bence ama işte biz kadınız sen halledemezsin demesi biraz eh yani ne alaka beee falan dedirtti ama olsun, Chibnall’ın boşlarından daha iyiydi bana kalırsa burada ki ayıbı ben anne kız olmanın verdiği güç derim ve kapatırım kendime kabul ettiririm diyorum ve tek eleştirimi bitiririm. Bir de sonik meselesi var ondan aşağıda bahsedeceğim…
Gelelim şimdi en güzel kısma:


TARDİS VE SONİK TORNAVİDAAAAA
Doktor soniği ne ara öyle kullanmayı öğrendi mesela, hani tamam TARDIS ürünü ama bu kadar rahat uyum sağlayabilmesi biraz ilgincime gitti.


Ben soniğin bu halini kesinlikle çok sevdim bu arada, bariyerler açıyor hologramlar çıkarıyor tamamen teknolojik ve kaşıktan yapılmamış zaten kaşıktan sonik mi olur yani? Niye kaşıktan sonik yapıyonuz, kaşıkla yemek yeriz en fazla sonik falan olmaz unutalım o faciayı.
Ben 15. Doktor’un bu sonikle devam etmesini ve 14. Doktor kadar aktif kullanmasını istiyorum şahsen, adam bildiğin dümdüz şov yaptı ki gitti duvardan duvara koruma kalkanı kurdu, bütün duvarları titretti falan bir de soniği 13. Doktor gibi saçma sapan bir şekilde tutmuyor yani gayet hoş insan gibi bir tutuş şekli var o yüzden benden geçti.

Gelelim mükemmeliyet tablosu TARDIS’e:
Şahsen ben yıllardır beyaz ağırlıklı bir TARDIS’in gelmesini bekliyordum, içi falan çok geniş bu arada yapılan en büyük TARDIS tasarımı olabilir, bilene sormak gerekiyor ama o nedir, adamın bütün içeriyi dolaşması 1 dakika falan aldı ve koşuyordu yani hani. Bir de dümdüz RGB PAKET TARDIS OLMUŞ.
Donna konsolu havaya uçurana kadar her şey çok iyiydi, şimdi bazıları şey demiş TARDIS gerçekten bir yangını kontrol edemeyecek bir cihaz mı? Arkadaşlar biliyorsunuz ki TARDIS’in bir huyu ve ruhu var, o kadar konsolu değiştirdi o kadar özendi gitti her şeyi yaptı sonra Donna geldi kahve döktü hem de kendi yaptığı altına bardaklık bile koyduğu kahveyi, ben olsam ben de sinirlenir ortalığı ateşe verirdim TARDIS’ciğim de aynısını yaptı ama orası gerçekten çok komikti slkdjglskdgsgd, Doktor’un hele ya hayır beee deyip kaçması daha daha mükemmeldi.

Evet arkadaşlar uzun zaman sonra ilk yazımdı, RTD ve Bütün Ekibe tekrardan teşekkür etmek istiyorum kendi adıma bize uzun zaman sonra DW nasıl olmalı ve nasıl yazılmalıdır dersi verdiler. Ek olarak Disney+ ve Disney+TR’ye ayrı bir teşekkür etmemiz lazım sonunda adam akıllı bir platformdan milletçe alkışlıyoruz (espriyi anladınız) bizi onunla bununla uğraştırmadan bölümleri sıralamasına göre veriyorlar.
Emir Rifaioğlu sizlerleydi sevgili okurlarım, umarım özel bölümler boyunca sizinle olacağız, iyi okumalar ve seyirler…
Gallifrey’den Sevgilerimle…

Emir Rifaioğlu

Artık 25 yaşında :).

You may also like...

5 Responses

  1. Doc White dedi ki:

    Bu üslup nedir, “Sonik Tornavidaaaaa” , rastgele harfler falan

    • Emir Rifaioğlu dedi ki:

      Merhaba, yazıyı tamamen eleştirmen olarak ya da inceleme yazarı olarak değil, genel izleyici ve çocukluğundan beridir dw izleyip arkadaş ortamında çay kahve içerken konuşan bir tavırda yazdım. Ana çizginin bu olması gerekiyordu, yorumun için teşekkür eder ve rahatsızlıktan dolayı özür dilerim. İyi geceler, Gallifrey’den sevgilerle..

  2. Mustafa dedi ki:

    Selam. Yazı için teşekkürler. Birçok konuda hemfikir olduğumuzu söylemek isterim.Sonik konusunda bende ilk başta sizin gibi düşünmüştüm ancak sonradan aklıma Tardis’in telepatik bir yönü olduğu aklıma geldi. Yeni özelliklerin bu şekilde Doctor’ un zihnine aktarılabileceğini düşündüm.
    Kadın gücü ve LGBT birey mesajlarının fazlaca yer bulması ise beni de biraz rahatsız etti açıkçası. “Rose ne kadar güzel değil mi? Evet Rose çok güzel. Bence de çok güzel. Bence de o harika. İyi ki ona sahibim.” Sanırım biraz aşırı oldu.
    Disney+ a yeni giriyorlar ve Amerika da ve dünya da daha geniş kitlelere yayılacaklar. Mesaj vererek hem katkıda bulunmalarını hem de izleyici kazanmak istemelerini anlıyorum ama sanki bunu daha akıllıca yapabilirlerdi.
    Bir parantez de Rose oynayan oyuncu hakkında fikrimi belirtmek istiyorum. Biraz geçmişine baktım. Yolun çok başında. Heartstopper da 16 bölüm oynamış. Youtube da videolarına baktım. Çok iyi olmamakla beraber fena iş çıkarmamış. Ancak beraber oynadığı oyuncular Ondan fersah fersah iyilerdi. Özellikle de partneri. Ancak Doctor Who’ da bana göre çok kötü bir iş çıkardığını düşünüyorum. Ya komedi soslu bilim kurgu Ona uygun değil ya da kapasitesi bu kadar. Bence kötü bir seçim olmuş. Hatta bölümün sonunda Donna tiyatro kursu için ” bence rol yapamıyor ama bunu Ona söyleme” dediğinde çok güldüm.
    Sitede yeni Tardis tekerlekli sandalye dostu olacak haberini gördüğümde merak etmiştim. Cevabını da aldık. Merdiven yok. Nefis gözüküyor. Sadece biraz daha renk paletini açsalar dikye düşünürken renk değiştiren ledlerle bu açığı kapadıklarını gördüm.
    Son olarak herşeye rağmen özlemişim diyerek yüzümde bir sırıtma ve 1 hafta bekleyecek olmanın burukluğu ile tatmin olarak ayrıldım.

  3. bad wolf dedi ki:

    Hiç bir Whovian sitesinde yazılacak yazıya benzemiyor üzgünüm. Chibnall gitti oh sjw bitti. Jodie tüh kaka gibi bir yorumla yazıya başlaman bir hayli üzücü. Doctor Who gibi bir evreni şu era bu era diye bölsek de aslında kendi içinde bir bütünlüğe sahip. Bunu anlamamış olan birinin bu sitede yazı yazmasına da ayrı şaşırdım.

    • Emir Rifaioğlu dedi ki:

      Selamlar, öncelikle teşekkür ederim yorumun için :), yazının başında bence kelimesini kullandım bir çok fikrin kabul edilmeyeceğinin farkındayım zaten. Seni kırdıysam ya da gücendirdiysem kusuruma bakma diyorum, umarım bir sonra ki yazılarımdan daha çok keyif alırsın. İyi geceler, Gallifrey’den sevgilerle..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir